Ç.Hemşin/Fırtına Vadisi

Ç.Hemşin/Fırtına Vadisi

ÇAMLIHEMŞİN/FIRTINA VADİSİ

TARİH:



Çamlıhemşin ile ilgili tarihi araştırmalar kesin bir sonuca ulaşmamış bir sürü tahmin üzerinde durulan tarihi olaylara konu olmuştur.Araplardan bunalıp, önce Kars(Göle) bölgesine kaçan 'hamam'idaresindeki Amatuniler Acaristanda denize karışan Çoruh ırmağını aştılar.Bu sırada Bizans Kayser VI.Kostantin'in(780-797) yerleşmek üzere mülk olarak Hamam bey'e bağışladığı'Tambur bölgesine gelerek burayı şenlendirip,yurt edindiler.Bu yüzden oraya Hamam-a Şen dendi.Zamanla bu coğrafya adı Hemşen/Hemşin şeklini aldı.Horosan-Hemedan-Elezeğ bölgesinden gelme Türkmen/Oğuz halkı da Hemşenli/Hemşinli diye anılır oldu.
Eski çağlara ait Erzurum-Trabzon ipekyolunun çok yağmalanması ve Zigana Dağının geçilememesi nedenleri ile iklimin uygun olduğu dönemlerde Erzurum-Hevek Yaylası-Hisarcık-Zilkale-Çamlıhemşin-Pazar yolunun izlendiği söylenmektedir.Bugünkü Pazar ilçesinin doğu yönündeki çıkış noktasında doğal bir limanın varlığından sözedilir.Bu yöreye Cumhuriyet dönemine kadar ''Eski Trabzon''denmesi bu gibi varsayımlara ışık tutmaktadır.Ayrıca antik çağlardan beri Kaçkarlar sahil yolunun gerek haladeresi gerekse Büyükdere güzergahının ilçe merkezinin bulunduğu yerden geçtiği aşikardır.Hatta tarih öncesi tarihçilerden Xenephon'un ünlü ''onbinlerin dönüşü''adlı eserinde bazı uygarlıkların Karadeniz'e iniş için bu bölgeyi ve güzergahı kullandıklarını yazmıştır.M.Ö 400 yıllarında İranla savaşmaya giden,komutanları Fıratta boğulunca geri dönmek zorunda kalan 10.000 askerin başından geçenleri anlatan Xenephon; askerlere,şimdiki adı Aşağı Çamlıca olan Vice-i Sufla köyünde, yörede 'deli balı' diye adlandırılan ve arının ilkbaharda bir çeşit Rohododendron olan Sarı Komar(alp gülü) çiçeğinden aldığı özle oluşturduğu balın ikram edildiğini ve birçoğunun zehirlenip (baltutması) hastalandığını belirtmiştir.Bu savı kanıtlayan bir diğer unsur da sahilde Pazar Kalesi ile bağlantılı olan 700 metre rakımdaki Zilkale ve 2000 rakımdaki Kal-i Bala kaleleridir.1100-1300 tarihleri arasında Kommennoslar tarafından yapılmış olan bu kaleler bölgenin güvenliğinden başka hububat ambarı olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Çamlıhemşin,Çarlık Rusyası'nın işgaline uğradıysa da sahildan uzak oluşu ve siper durumundaki yüksek dağlar nedeni ile barınamamışlar ve yöreyi terketmişlerdir.İlçe merkezinin eski ismi olan Vicealtı nahiye olmadan önce idari yönden hemşin köylerinin tümü ile birlikte Pazar-Hemşin nahiyesine,aşağı kesim Laz köyleri ise Ardeşen nahiyesine bağlıydı.1953 yılında Ardeşen ilçe olunca Vicaaltı,Çamlıca yeni adıyla Ardeşene bağlı bir nahiye oldu. 1 Nisan 1961 tarihinde İlçe yapılarak Çamlıhemşin adını aldı.1912 yıllarında nüfus yönüyle yoğun olup,terzi,bakırcı,demirci,ayakkabıcı,kuyumcu gibi meslek sahiplerine ait muntazam binaların oluşturduğu Çamlıhemşin,şu anda ,merkez nüfusu 2300,ilçeye bağlı 24 köyü ile birlikte toplam nüfusu 10.600. kişi olan ve yoğun göçten nasibini alan bölgelerdendir.

 

COĞRAFYA:



Denizden 22 km.Rize'den 62,Trabzon Havaalanından 147 km.uzaklıktadır.Ardeşen İlçesinin girişinde denize dökülen Fırtına Deresi'nin batı yakasından güneye giden karayolu ile ulaşılır.Yüksekliği 3937 metre olan Kaçkar Dağı ve 3711 metre yüksekliğindeki Verçenik Dağı'nın eteklerinden sularını alan ve bölgenin güneyinden kuzeyine doğru akan Fırtına Deresinin iki ana kolu olan Hala ve Büyükdere Derelerinin birleştiği yerde kurulmuş olan Çamlıhemşin ilçe merkezi denizden 285m. yükseklikte,678km.karelik bir ilçedir.
Hala Deresinin ana çıkış noktası Kaçkar Dağı'nın etekleridir. Bir kolu Avusör Deresi ile komşu Ceymakcur-Balakcur Deresi ise Kemerli Kaçkar'dan(3600m.)süzülüp gelirler.İkinci kolu ise Memişefendi Tepesi'nin(3400m.) yamaçlarındaki Samistal eteklerinden çıkıp Ayder Kaplıcalarına dökülen ve bir parçasını Gelintülü Şelalesinin oluşturduğu Hazindak Deresidir.Hala Deresinin diğer bir kolu ise sularını Altıparmak Dağı(3562m.)'ndan alan ve üzerinde, Türkü Tur tarafından keşfedilerek turizme kazandırılan,yaklaşık 350 metreden dökülen Bulut Şelalesinin de bulunduğu Tar Deresi'dir.İki ana koldan büyüğü olan Büyükdere'nin çıkış noktası ise Verçenik Dağı'dır.Bir ana kolu Ortayayla-Başhemşin vadisinden gelir ve Varoş-Çiçekli deresi ile buluşarak Çat'a ulaşır. Bir diğer ana kolu ise Garmik sırtlarından çıkıp Elevit Vadisinde Haçevanak deresiyle buluşarak Çat 'a ulaşır.Büyükdere'nin en önemli ve bakir kollarından bir de Apevanak sırtlarından kaynağını alan,Palovit ve Amlakit vadilerini geçip,Meğo Vadisine ulaşmadan Virandere ve Samistal deresi ile buluşarak Türkiyenin belkide en önemli kanyonlarından birini oluşturan Palovit deresidir.Hala ve Büyükdere irili ufaklı birçok dereden sonra en son aşağılarda, Kaynağını yine Altıparmaklardan alan ve en büyük kollardan biri olan Laz Deresi ile buluşurak Fırtına Deresini oluşturur ve Ardeşen sınırlarında denize dökülür.

 

İKLİM:

Bölge Türkiyenin en çok yağış alan yeridir.Yılde metrekereye 2510 kg.yağış düşer.Kar kalınlığı Aralık -Ocak-Şubat aylarında 2000'li rakımlarda 7-8 metreye kadar ulaşır.Nisan-Mayıs ayları bölgenin en önemli rengini oluşturan Yeşil'in görünme aylarıdır.Yağış azdır ama yükseklerde yağmur her an kar'a dönüşebilir.Yaz aylarından özellikle Temmuz çok yağışlı geçtiğinden dolayı yörede 'çürük ayı' diye adlandırılır.Bu aylarda yerdumanı(hüzünveren)yükseklerin gizemli örtüsüdür.Eylül ayından başlayarak bölgedeki en yaygın ağaç cinsi olan Ladinlerin haricindeki tüm bitki örtüsü renk değiştirmeye başlarlar.Bu aylar bölgede,güneşten en çok nasibini alan aylardır ve doğa inanılmaz bir renk cümbüşü içindedir.Ekim'in sonlarında ise yükseklerdeki kar yağışı ile bu cümbüşe tek eksik renk olan 'beyaz' da katılır.

 

YAYLA KÜLTÜRÜ:

'Gurbetçilik' ve Çay Tarımı'nın yanısıra Çamlıhemşinlinin geçim kaynaklarından biri de Hayvancılıktır.Haziran'ın ilk haftası 2000'li rakımlardaki yaylalara göçlerin başlama zamanıdır.Yetersiz mera alanı ve haşara'nın çokluğu hayvanları yüksek rakımlara götürmenin asıl nedenleridir.Yaylada sabah erkenden meralara götürülen hayvanların ahır temizliği yapılır.(Bu işlemAlman Prof.Karl Koch'un 1843-44 yıllarında yaptığı Rize Seyahati sonrası kaleme aldığı seyahatnamesinde şöyle anlatılır:Herkül'ün Augias'ın ahırını temizleme biçiminin tek olmadığını ve bu yöntemin bugünkü doğu toplumlarında olduğu gibi eski çağ halklarınca da bilindiği ortaya çıkıyor'.)Akşam ahıra dönen hayvanlar'ın sütleri 'ketoğ denilen kaplara sağılır.Sağılan süt yayvan ve ahşap bir tekneye dökülür. İkinci gün üzerinde biriken krema (kaymak) alınır. Ve kaymak kabına (kadel veya siyafki) konulup kaynatıldıktan sonra mayalanır ve peynir yapılır. Peynir mayasının temel maddesi üç günlük inek yavrusudur.Kesilen yavrunun midesi özenle alınır ve bağlanır. Kurutulan mide bir yıl sonra acı erik,sarımsak,tuz,peyniri alınmış süt suyu katılır.
Yapım esnasında süt bozulursa torbaya dökülerek süzdürülür ve çökelek (minci) elde edilir. Peynir saklanması ve tadına ulaşması için,çam ağacı (ladin) kabuğundan dikilmiş olan 'kolo' denilen kabın içinde muhafaza edilir. Sütten yoğurt mayalanıp torbaya dökülerek de süzme yapılır. Tüm ürünler yayla evinin maran denen bölümünde güze kadar saklanır. Yaylada inekleri rahatsız etmemeleri ve kendilerinin yeterince beslenebilmeleri için,bütün öküzler başlarına tahsis edilmiş iki çoban tarafından devamlı gidilmeyen ve sırf onlar için belirlenmiş otlaklara (öküz pornağı)götürülürler.Çobanlar iki ay süreyle orada öküzlerin sağlıklı bir şekilde beslenmelerini sağlarlar. Çobanlar kamp yerinde,üstü harduma'dan(çamağacından,uzunluğu bir metre,genişliği yirmi santimetre olan ince tahta) etrafı taştan örülü barınakta kalırlar.Barınağın etrafını çepeçevre saran öküzlere gece tek bekçi,daha önce pornağa çıkmadan güreştirildiklerinden tümünü yenen baş pehlivan öküzdür.Öteyandan köydeki ürünlerin bakımını tamamlayan Çamlıhemşinli,gurbetçisiyle de aynı tarihte buluşarak on günlük bir dinlenme ve eğlenme için yaylaya çıkar. Vartavor denilen bu eğlence yalnızca yaylara özgü bir eğlencedir.İnsanların Gül Suyu ile birbirlerini ıslatması anlamına gelen ve bereket!i simgeleyen Vartavor aynı zamanda da genç kız ve delikanlılar için sevdalık zamanıdır. Her yaylada belli bir horon yeri vardır.Buralarda gece geç saatlere kadar tulum eşliğinde horon oynanır ve atma türkü (iki kişi yada iki grup arasında taşlamaya ve ironiye dayalı,beyit veya dörtlük şeklinde uyaklı söylenen türkü )söylenir. Gündüz ise hava güzelse günübirlik geziler düzenlenir. Hobisi olanlar alabalık avına ve çamlardan sakız toplamaya giderler. Ağustos sonuna doğra,yaylaya gitmeyen ve köyde kalan orta yaşta olan bir grup,yine bir şenlik havasında,ertesi yıl hayvanlara gerekecek olan ot ihtiyacını sağlamak ve stok etmek için yaylaya çıkar.Oğnak ve ot biçimi de denilen bu olaydan sonra,yaylacının artık bir beklediği yoktur,taa ki son göç tarihi olan 23 Eylül'e,göç için gelen birkaç kişiye kadar. Yatak-yorgan gibi eşyalar, herhangi bir kemirgen'in kışın kesmemesi için,yayla evinde 'tacor'adı verilen ve tavandan sarkıtılan iplere yerleştirilen tahtaların üzerine konulurlar ve hüzünlü 'dönüş'başlar.

Günümüzde ise;Karadeniz bölgesinin geçim kaynağı olarak 'çay' bitkisinin yaygınlaşması yayla kültürünü kısmen de olsa baltalamaktadır.Eskiden mısır tahılı ticari amaçtan çok gerekli olan ekmek ve yem ihtiyacı için ekilirdi.Şimdi ise çay toplama zamanındaki düzensizlik artık geçim için değil zevk için çıkılan yaylalara artık kitle olarak gidilmesini engelliyor.Ağustos sonlarında parçalı gidişler de olsa Amlakit Yaylası başta olmak üzere artık çok az yaylada geleneksel vartavor şenlikleri yapılmaktadır.
Süt'üteknede değil süt makinesinde kaymağından ayrıştırılan,ateşi ocaklıkta değil pilitada ve sobalarda yanan, yaylacısı ottan değil süngerden yapılan yataklarda yatan,öküz nerde kaldı inek sayısı yayladaki kişi sayısına eşdeğer olan,canlı ev sayısı her yıl ölen yaylacı kadın sayısına göre orantılı azalan yaylalardan başka,elektiriği,telefonu ve yolu olduğu için aşırı betonlaşmadan da nasibini alan yaylaları ile Çamlıhemşin bakalım ne kadar daha gündemde kalmayıbaşarabilecek.

 

KAÇKAR DAĞLARI FLORASI:

Fırtına Havzasının da içinde bulunduğu yöre değişik zamanlarda farklı bilimsel araştırmalara konu olmuştur.Rize Florası ,vejetasyonu ve yöre ballarının polen analizi (TÜBİTAK Proje no:T.B.A.G-650,Prof.Dr.Adil Güner ve Ark.1987) konulu çalışmada yöreye ait toplam 1430 tür tesbit edilmiştir.Bu alanda 66'sı endemik yaklaşık 818 taksonun bulunduğu görülmektedir ki bu çok büyük bir zenginliktir.

North-east Turkey Black Sea Forest Project,Draft Botanical Survey,(Byfield,A.May 1995) adlı araştırmada , Fırtına Deresi'nde 145 nadir,24 nadir endemik tür bulunduğu ve endemizm oranının %17 olduğu belirtilmektedir.

Çamlıhemşin-Elevit vadisinin Milli Park Olabilirliğinin Araştırılması,(Kurdoğlu,O.1994)'nda vadinin tüm ekolojik ve kültürel kaynak değerleri yönünden değerlendirilmiş ve sonuçta milli park olabilirliği "çok yüksek" olarak bulunmuştur.Bu araştırmada yapılan ankete katılan yerli ve özellikle yabancı doğa koruma uzmanları ve araştırmacıların biyolojik özelliklere ve kaynak değerlerinin uluslar arası niteliğine genel olarak tam puana yakın tercihler kullandıkları görülmüştür.

Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Raporu, alanın Şenyuva Mevkiinde yaklaşık 1.5 Ha büyüklüğünde kalın çaplı (10-18 cm.),boylu(6-8m.) şimşirlerden oluşan bir meşcere olduğu ve korunmaları için en hassas koruma statüsü olan Tabiatı Koruma Alanı olarak tefrik edilmesi teklif edilmektedir.

Doğu Karadeniz'in Doğal Yaşlı Ormanları konulu (O.Kurdoğlu,1996) araştırmada ise Dünyada hızla azalan ve en değerli ekosistremlerden biri olarak kabul edilen doğal ayaşlı ormanlar Milli Park'ın da dahil olduğu Fırtına Havzası'nın korunması gereken değerlerin başında geldiği ortaya konulmuştur.

Rize ili ve yöreleri ülkemizin bitki coğrafyası bakımından 3 büyük flora bölgesi olan Euro-Siberian,İrano-Turanian ve Mediterranean(Akdeniz) bölgelerinden Euro-Siberian flora bölgesinin Colchis(Kolşik) kesiminde kalmaktadır. Türkiyedeki Euro-Siberian flora alanı Ordu ili Melet Irmağı ile iki kesime ayrılmaktadır. Doğusunda kalan kesim Kolşik batısında kalan kesim ise Öksin olarak adlandırılmaktadır.

Genel olarak Kolşik Flora kesiminde kalan Rize ili Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında Akdeniz Florası elementleri ile yer yer İran-Turan kökenli bitkiler de bulunmaktadır.

Bu üç gurup flora elementlerinden kuşkusuz en zengini Kolşik bitkilerdir.Yörede yapılan bazı araştırmalarda aşağıdaki Kolşik bitkiler tesbit edilmiştir.

Pice orientalis(L) Link :Doğu Ladini
Abies nordmanniana(Stev.)Spach :Doğu Karadeniz Göknarı
Pinus sylvestris L.Ssp.Hamata :Sarıçam
Taxus baccata L. :Adi Porsuk
Fagus Orientalis Lipsky :Doğu Kayını
Ulmus glabra Huds :Dağ Karaağacı
Acer Cappadocicum Gledit :Doğu Karadeniz Akçaağacı
Acer trautvetteri Medw. :Kayın Gövdeli Akçaağaç
Acer platanoidesL. :Çınar yapraklı Akçaağaç
Castanea sativa Mill. :Anadolu Kestanesi
Alnus glutinosa(L)Gaertn.Ssp.barbata(C.A.mey.)Yalt :Sakallı Kızılağaç
Tilla rubra DC. Ssp.caucasica :Kafkas Ihlamuru
Ostrya carpinifolia Scop. :Gürgen yapraklı Kayacık
Carpinus betulus L. :Adi gürgen
Diospyros lotus L. :Küçük Meyveli Trabzon Hurması
Buxus sempervirens L. :Adi Şimşir
Rhododendron ponticum L. :Mor çiçekli Orman Gülü
Rhododendron luteum Sweet :Sarı Çiçekli Orman Gülü
Rhododendron smirnovii Trautv. :Pembe Çiçekli Orman Gülü
Rhodedendron cucasicum Pall. :Kafkas (Beyaz)Orman Gülü
Rhododendron ungerni Trautv. :Kırmızı Orman Gülü
Osmanthus decorus (Boiss.Ball) Kasaplıgil :Osmantus
Quercus pontica C.Koch. :Doğu Karadeniz Meşesi
Betula medwediewii Regel Kızılağaç Yapraklı Huş
Rhamnus imeretinus Booth. :Büyük Yapraklı Cehri
Rosa villosa L. :Tüylü Kuşburnu
Epigaea gaultheroides (Boiss et Ball)

Takth
Papaver lateritium Koch.
Lilium monadelphum Bieb.

Akdeniz Kökenli Bitkiler
Erica arborea L. :Ağaç Funda
Arbutus andrachne L. :Sandal
Arbutus unedo L. :Kocayemiş
Cistus creticus L. :Tüylü Laden
Cistus salviifolius L. :Adaçayı Yapraklı Laden
Cotinus coggygria scop. :Peruka Çalısı
Rhus coriaria L. :Derici Sumağı
Phillyrea latifolia L. :Akçakesme
Juniperus oxycedrus L. :Katran Ardıcı
Ficus carica L. :İncir
Xianthemum nummularium (L)Mill.
Ruscus aculeatus L. :Yabani Mersin
Pistacia terebinthus L.Ssp.Palaestina
(Boiss.)Engler :Menengiç
Colutea armena Boiss.Et Huet. :Patlangıç Çalısı
Xeranthemum annuum L.
Teucrium polium L.
Eryngium campestre L.

İran -Turan kökenli bitkiler
Quercus macranthera Fisch.Et Mey.
Ssp.Syspirensis :İspir Meşesi
Berberis crataegina DC. :Siyah Meyveli Karamuk
Paliurus spina-christii Mill :Karaçalı
Acer tataricum L. :Tatar Akçaağacı
Celtis glabrata Stev. :Dahum
Celtis tournefortii Lam. :Doğu Çitlenbiği
Rosa elymaitica Boiss. Et Hausskn.
Rosa pisiformis (Christ.) D. Sons.
Cotoneaster morulus Pojk.
Rhamnus pallasii Fisch. Et Mey.
Astragalus microcephalus Willd. :Geven
Astragalus aureus Willd. :Sarı Geven
Acantholimon libanoticum Bolss. :Kirpi Otu
Salvia cryptantha Montbr. :Tüylü Adaçayı
Morina persica L.
Capparis ovata Dest. Var. Herbacea
(Willd) Zoh.
Convolvulus cantabrica L.

Çalı Vejetasyonu (Pseudomaki)
Yaklaşık 100-250 (300)m. Yükseltiye sahip zonda çeşitli nemcil ve kurakçıl karakterli çalılardan oluşan Pseudomaki adı verilen bir çalı formasyonu egemendir. Ülkemizin üç büyük flora bölgesi bitkilerini bir araya getiren ve bir fitososyolojik birlik oluşturmayan bu çalı formasyonunda aşğıda görülen çeşitli odunsu ve otsu bitkiler saptanmıştır.

Odunsu Taksonlar
Quercus macranthera Fisch. Et Mey.
Subsp. Syspirensis :İspir Meşesi
Ostrya carpinifolia Scop. :Gürgen Yapraklı Kayacık
Acer divergens Pax.
Carpinus orientalis Mill. :Doğu Gürgeni
Rhododendron luteum Sweet. :Sarı Çiçekli Orman Gülü
Quercus petraea (Matt) Liebl.
Ssp.iberica (Stev.) Krassiln. :Sapsız Meşe
Daphne pontica L. :Defne
Staphylea pinnata L. :Ağızlık Çalısı
Buxus sempervirens L. :Adi Şimşir
Berberis vulgaris L. :Adi Karamuk
Berberis crataegina DC. :Siyah Meyveli Karamuk
Celtis glabrata Stev. :Dahum
Crataegus monogyna Jacq. :Alıç
Ficus carica L. :İncir
Arbutus andrachne L. :Sandal
Cistus creticus L. :Tüylü Laden
Laurus nobilis L. :Akdeniz Defnesi
Juniperus oxycedrus L. :Katran Ardıcı
Jasminum fruticans L. :Yasemin
Paliurus spina-christii Mill. :Kara Çalı
Cotoneaster morulus Pojk. :Taş Elmesı

Otsular
Ruscus aculeatus L.
Xeranthemum annuum L.
Teucrium polium L.
Centaurea iberica Trex. Ex Sprengel
Helleborus orientalis Lam.
Morina percisa L.
Eryngium campestre L. Var.Virens Link.
Pallenis spinosa (L.) Cass.
Galium aparine L.
Xantium spinosum L.
Lotus suaveolens Pers.
Galium coronatum Sibth. Et Sm.
Saponaria picta Boiss.
Hypericum pruniatum Boiss. Et Ball.
Viola odorata L.
Convolvulus cantabrica L.

Çalı formasyonu üzerinde 200 (300) -600 (800)m.arasında ise bir yapraklı orman zonu yer almaktadır.Ostryo-Carpinetum toplumu diye adlandırılabilen bu bitki toplumunda bulunan bitkisel elementler aşağıda görülmektedir.

Carpinus betulus L. :Adi Gürgen
Ostrya carpinifolia Scop. :Gürgen Yapraklı Kayacık
Castaena sativa Mill. :Anadolu Kestanesi
Alnus glutinosa (L.) Gaertn.
Ssp. barbata (C.Mey.) Yalt. :Sakallı Kızılağaç
Acer platanoides L. :Çınar Yapraklı Akçaağaç
Acer campestre L. :Ova Akçaağacı
Acer hyrcanum Fisch et Mey.
Ssp. syspirensis :İspir Meşesi
Ulmus minor Mill. :Ova Karaağacı
Pinus sylvestris L. Ssp. hamata :Sarıçam
Juniperus foetidissima Willd. :Kokulu Ardıç
Juniperus excelsa bieb. :Boylu Ardıç

800-1400 (1900) m. yükseltiler arasında ise önce yapraklı orman formasyonunun ikinci toplumu olan Fagetum ormanları, sonra da iğne yapraklı orman toplumu olan Picetum toplumları yayılmaktadır. Bu geniş orman somunda saptanan bilgiler aşağıda belirtilmiştir:

Fagus orientalis Lipsky. :Dogu Kayını
Ulmus glabra Huds. :Dağ Karaağacı
Tilia rubra DC. ssp. caucasica :Kafkas Ihlamuru
Carpinus betulus L. :Adi Gürgen
Acer cappadocicum Gleditsch :Dogu Karadeniz Akçaağacı
Acer platanoides L. :Çınar Yapraklı Akçaağaç
Quercus hartvissiana Stev. :Istranca Meşesi
Quercus pontica C.Koch. :Doğu Karadeniz Meşesi
Sorbus Torminalis(L)Crantz. :Akçaağaç Yapraklı Üvez
Sorbus aucuparia L. :Kuş Üvezi
Populus tremula L. :Titrek Kavak
Picea orientalis (L.)Link :Doğu Ladini
Pinus sylvestris L.ssp.hamata :Sarıçam
Abies nordmanniana Spach. :Göknar
Taxus baccata L. :Adi Porsuk

1900-2100 (2400)m. yükseltiler arasında ise bir başka deyişle orman zonunun bitiminde Subalpine geçiş kesimlerinde tekrar bir çalı kuşağı ile karşılaşılmaktadır.Oldukça zengin bir floristik içeriğe sahip bu çalı kuşağının önemli taksonları şunlardır.

Rhododendron cvaucasicum Pall. :Kafkas Beyaz Orman Gülü
Rhododendron smirnovii Trautv. :Pembe Orman Gülü
Rhodedendron ungernii Trautv. :Kırmızı Orman Gülü
Sorbus aucuparia L. :Kuş Üvezi
Rosa villosa L. :Tüylü Yabani Gül
Rosa Montana Chaix :Dağ Yabani Gülü
Rosa elymaitica Boiss.Et Hausskn.
Rosa Pulverulenta Bieb.
Vaccinium myrtillus L. :Mavi Meyveli Ayı Üzümü
Ribes oriantale Desf. :Frenk Üzümü
Viburnum lantana L. :Tüylü Kartopu
Betula pendula Roth. :Siğilli Huş
Populus Tremula L. :Titrek Kavak
Rhamnus imeretinus Booth. :Büyük Yapraklı Cehri
Daphne glomerata Lam.

Öte yandan bu çalı kuşağı altında ve onun hemen üstünde Subalpin bir çayır vejetasyonu yayılmaktadır.Burada çok sayıda otsu taksonlar bulunur.Bunların önemlileri aşağıda görülmektedir.

Ballota nigra L.
Stachys silvatica L.
Pedicularis condensata Bieb.
Aster caucasica Willd.
Alchemilla orthotricha Roth.
Trifolium pannonicum Jacg.
Agulegia olympica Boiss.
Lilium monadelphum Bieb.
Colchicum autumnala L.
Veratrum lobelianum Bernh.
Papaver lateritium Koch.
Anemone narcissiflora L.
Stachys macrantha (C.Koch.) Stearn

KAÇKAR DAĞLARI FAUNASI:

Yapılan çeşitli araştırmalar ve alandaki gözlemler,havzanın sahip olduğu eşsiz bitkisel ve jeomorfolojik durumun doğal bir sonucu olarak yaban hayvanları yönünden de çok zengin olduğunu ortaya koymaktadır.Detaylı bir memeliler envanteri yapılmamış olmasın arağmen bazı araştırmalardan çıkarılabilecek başlıca türler şunlardır.

Caperolos capreolus :Karaca
Capra aegagrus :Yaban Keçisi
Rupicapra rupicapra :Dağ Keçisi
Sus scrofa :Yaban Domuzu
Ursus arctos :Bozayı
Canis aureus :Çakal
Canis lupus :Kurt
Vulpes vulpes :Tilki
Felix silvertris :Yaban Kedisi
Lynx lynx :Vaşak
Martes martes :Ağaç Sansarı
Mustela erminea :Ağaç Sansarı
Mustela nivalis :Gelincik
Lutra lutra :Su Samuru
Vormela peregusna :Alaca Sansar
Putorius putorius :Kokarca
Sciurus vulgaris :Sincap
Lepus europeus :Yaban Tavşanı
Meles meles :Porsuk

Tatlısu Canlıları
Fırtına deresi, bölgedeki diğer akarsularla birlikte bazı endemik balık türlerini de barındırmaktadır.Bu türler kahverengi veya yerli alabalık diye adlandırılan Salmo turutta ve bu türün denize inen varyetesi olan,yörede uneğ diye bilinen deniz alası yani Salmo turutta labrax'dır.Deniz alası dünyada İskoçya ve İsveç gibi birkaç ülke dışında ülkemizde sadece Doğu Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır.Nesli tükenmekte olan türlerden olup son yıllarda avlanma yasağı getirilmiştir.Deniz Alası, akarsuların hızlı,berrak,soğuk(14-16') ve bol oksijenli(7 mg/l) k3esimlerinde yaşamaktadırlar.Özellikle zemini taşlı ve çakıllı bölgeleri tercih ederler ve habitattaki herhangi bir değişime son derece duyarlıdırlar.Stenotermal soğuk su balıkları olduklarından günlük ve mevsimlik su sıcaklığı değişimlerine karşı da çok hashastırlar.Beslenme özelliği bakımından karnivondurlar.En fazla tercih ettikleri gıdalar arasında krustaseler,küçük balıklar ve mollusc'lar yer almaktadır.Beslenmek amacıyla ilkbahar ve yaz aylarında akarsuların aşağı havzalarına inerler.Kış aylarında ise üremek için berrak ve bol oksijenli akarsuların yukarı havzalarına ve küçük derelerin kaynak kısımlarında taşlı ve çakıllı yerleri vücut ve yüzgeç hareketleriyle oyarak açtıkları çukurlara yumurtalarını bırakırlar.Cinsi olgunluğa 3-4 yaşında ulaşan bu türlerin üreme peryotları ise eylül-ekim aylarında başlayıp,aralık-ocak aylarına akadar devam etmektedir.Bu esnadaki üreme göçü son derece stresli olmaları,hemen hemen hiç besin almamaları ortama adaptasyonlarını güçleştirmektedir.Ayrıca yumurtalama için yuva açımı da anaçları bitkin düşürmektedir.Deniz Alası'nın mevsimsel göçünde en önemli faktörlerden birisi de akarsuyun su seviyesidir.Su seviyesinin artması,deşarjında artışa yol açacağı için ve ayrıca nehir ağzındaki saliniteyi düşüreceğinden ozmotik regülasyonuınu kolaylaştıracaktır.Bu nedenle akarsu debisi dereden-denize,denizden-dereye doğru göçü etkileyen önemli bir faktördür.